Aşk - Elif Şafak
Yazar, bu kitabında ilahi aşkı mı yoksa dünyevi aşkı mı anlatmış? Sufiliği mi yoksa kendi din anlayışını mı tarif etmiş? Mevlana’yı mı yoksa Şems’i mi öne çıkarmış? Muhtemelen sistematik bir şekilde bunlardan birini amaçlamamıştır. Bir Mevlâna-Şems zamanına, bir günümüze gidip gelmelerden ilk başlarda çok yorulsam da sonuna doğru bu duruma alıştım. Dini açıdan, “her insan kendi şartlarında biriciktir ve öyle değerlendirilmelidir” anlayışı kitapta fazlasıyla hissediliyor ki aklıma tıp mesleğindeki “hastalık yoktur hasta vardır” ilkesi geldi. Kitap, bu hikâyeye sufilik anlayışını çok iyi yedirmiş. Eminim daha katı düşünen insanların kitabı okuduklarında “olur mu öyle şey” tarzında reaktif çıkışları olacaktır ama tam da onlara göre de eğer alabilirlerse mesajlar var. Mesela, evli bir kadının, kocasını bir başkası (aşk) için terk etmesini anlayamayacak insanlar olacaktır. Dini ve hayatı, kurallar manzumesi olarak yaşayan bazı insanlar Şems’i yeteri kadar anlayamayacaktır. Ben de yeteri kadar anladığımı iddia etmiyorum fakat toplumu birazcık tanıdıysam bu iki konu zor sindirilecektir. Öbür türlü hepimiz birer Şems olurduk zaten. Olmasak da herkeste az veya çok bir miktar Şems olduğunu düşünüyorum. Zamanla sufiliğe daha çok yakınlık duyan biri olarak kitabı genel olarak beğendim. Böyle bir anlayışın giderek içimde güçlenmesiyle, bu kitabı okuma zamanım arasında bir ilişki var mıdır bilmiyorum. Belki de sadece tesadüftür, ama bu kitabı dört yıl önce de okuma imkânım olmuştu, okumamıştım.